Bilişim suçları ve ceza hukuku alanında da geçerli olabilecek avukatların da işine yarayabilecek bir kararı paylaşıyorum.
Avukat Doç. Dr. Şaban Cankat TAŞKIN, Bursa Barosu
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2023/7996
K. 2024/5004
T. 27.6.2024
DAVA : Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüna karar verilmiştir. Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR : I. DAVA
1.Davacı -davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin 5 yıldır yatağını ayırdığını, kadının kullandığı ek kredi kartını iptal ettirdiğini, kadına değer vermediğini, ilgisiz davrandığını, mal varlığını muvazaalı olarak abisine devrettiğini, ortak konutu terk ettiğini iddia ederek 4721 Sayılı Türk Medeni Kanun’un 166. maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine , kararın kesinleşmesi halinde nafakanın iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı- davalı kadın vekili birleşen davada sunduğu cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; mal rejimi alacağı talebi için eldeki davanın açıldığını, video kaydı anında ortak çocuğun da orada olduğunu, iddiaların asılsız olduğunu, delilin hukuka aykırı olarak elde edildiğini savunarak birleşen davanın reddine, 600.00,00 TL maddi tazminat ile 500.000,00 TL manevi tazminatın erketen alınarak kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı -davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, boşanmak istediğini, kadının isteği üzerine ortak konuttan ayrıldığını, ekonomik sıkıntılarından dolayı ek kartı iptal ettirdiğin, evin ihtiyaçlarını durumu elverdiği kadar karşıladığını, işsiz olduğunu savunarak boşanmalarına, ortak çocuğun velâyeti hakkında ortak velâyet kararı verilmesi talep etmiştir .
2.Davalı- davacı erkek vekili birleşen dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; kadının …. isimli iş arkadaşı ile samimi olması üzerine mülkiyeti kendisine ait eve gizli kamera yerleştirdiğini, kadın ve erkeğin öpüşme görüntülerinin bulunduğunu iddia ederek 4721 Sayılı Kanun’un 161. maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, 250.000,00 TL tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesi’nin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin 23.10.2019 tarih ve 2018/974 Esas, 2019/681 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüyle tarafların 4721 Sayılı Kanun 166. maddesi uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine , aylık 500,00 TL tedbir, iştirak nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesi’nin 25.11.2021 tarih ve 2020/147 Esas, 2021/1801 Karar sayılı kararıyla; işbu davanın, Bakırköy 7. Aile Mahkemesi’nin 2021/321 Esas sayılı dosyası ile birlikte görülmesi gerektiği gerekçesi davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına ve gerekçede belirtilen eksikler giderilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine kesin olmak üzere karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesi’nin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; birleşen dosyaya sunulan görüntü kayıtlarının hukuka aykırı bir delil olduğu, hükme esas alınmadığı, diğer deliller ile zina iddiasının ispat edilemediği, asıl davada erkeğin, kadının geçim için kullandığı ek kartı iptal ettirerek kadına ekonomik şiddet uyguladığı, kadının erkeğe, “…evden bugün ayrıl ayrılmaz isen dayım ve ağabeyim seni evden atacaklar…” şeklinde sözler söyleyerek evden ayrılmaya zorladığı, evlilik birliğinin devamının beklenmeyecek şekilde temelinden sarsıldığı, tarafların bu konuda eşit kusurlu olduğu gerekçesi birleşen davanın reddine, asıl davanın kabulüyle tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, velâyet ve iştirak nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına süresinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle ; kusur belirlemesi ve reddine karar verilen birleşen dava bakımından kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi’nin ilk kararındaki kusur belirlemesine yönelik istinaf yoluna başvurmaması nedeniyle kadın aleyhine yüklenen kusurun kesinleştiği, erkeğin ortak konuta gizli kamera yerleştirdiği ve resim, video ve ses kayıtlarını USB içinde mahkemeye delil olarak sunduğu, mahkemece hukuka aykırı delil olması nedeniyle bu delilin hükme esas alınmamasında bir isabetsizlik bulunmadığı, iletişim kayıtlarına göre kadının güven sarsıcı davranışlarının olduğu ancak birleşen dava dilekçesinde münhasıran zina hukuki sebebine dayalı açılan davada zinanın usulüne uygun delillerle ispat edilemediği, bu duruma göre boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğuna ilişkin kusur tespitinin yerinde olduğu, erkeğin zinaya dayalı davasını hukuka uygun delillerle ispat edemediği sebebi ile reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi nedeniyle erkek yararına manevi tazminat isteme koşulu oluşmadığından erkeğin manevi tazminat talebinin reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı -davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı erkek vekili temyiz başvurusunda özetle; kusur belirlemesi, reddine karar verilen birleşen dava bakımından kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin zina hukuki sebebine dayalı davasının kabulü için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, erkek yararına manevi tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, erkek tarafından sunulan fotoğraf, video, ses kaydı ve flaş belleğin hukuka aykırı delil olup olmadığı ve hükme esas alınıp alınmacağı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 189. maddesi, 190. maddesi, 369. maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371. maddeleri; 4721 Sayılı Kanun’un 6. maddesi, 161. maddesi, 166. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 174. maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 Sayılı Kanun’un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Kanun’un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.06.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak: Kazancı İçtihat Programı