Bilişim suçları (haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu: TCK 132/2) hakkında önemli bir kararı paylaşıyorum.
T.C.
YARGITAY
12. CEZA DAİRESİ
E. 2020/1668
K. 2022/883
T. 9.2.2022
• KİŞİLER ARASINDAKİ HABERLEŞME İÇERİKLERİNİ İFŞA ETME ( İfşa İddiasına Konu Edilen CD’de Şikayetçinin Kızına Söylediği Herhangi Bir Konuşmanın Kaydedilmediği Şikayetçinin Özel Yaşam Alanına Dahil ve Onun Özel Hayatının Gizliliğini İhlal Edecek Bir Husus da Konuşulmadığı Gözetilerek Sanığa Yüklenen ve TCK 132/2 Md.sinde Düzenlenen Suçun Yasal Unsurlarının Oluşmaması Nedeniyle Sanık Hakkında Beraat Hükmü Kurulması Gerektiği )
• ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL ( TCK 132/2 Md.sindeki Suçun Oluşabilmesi İçin Kişiler Arasındaki Haberleşme İçeriklerinin Hukuka Aykırı Olarak İfşa Edilmesi Gerektiği/Bu Nedenle Haberleşen Taraflardan Birinin Konuşmalarınının Gizliliğine Müdahale Edilmesi veya Haberleşen Kişinin Görüntüsünün Kaydedilmesi Eylemlerinin Koşulları Bulunduğu Takdirde TCK 134 Md.sinde Düzenlenen Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçunu Oluşturabileceği )
• ŞİKAYETÇİNİN KIZI İLE YAPTIĞI TELEFON GÖRÜŞMESİNİ ONLARIN RIZASI DIŞINDA KAYDA ALARAK CEZA DAVASINA DELİL OLARAK SUNMA ( İfşa İddiasına Konu Edilen CD’de Şikayetçinin Kızına Söylediği Herhangi Bir Konuşmanın Kaydedilmediği Şikayetçinin Özel Yaşam Alanına Dahil ve Onun Özel Hayatının Gizliliğini İhlal Edecek Bir Husus da Konuşulmadığı Gözetilerek Sanığa Yüklenen ve TCK 132/2 Md.sinde Düzenlenen Suçun Yasal Unsurlarının Oluşmadığı )
ÖZET : İfşa iddiasına konu edilen CD’de, şikayetçinin kızına söylediği herhangi bir konuşmanın kaydedilmediği, şikayetçinin özel yaşam alanına dahil ve onun özel hayatının gizliliğini ihlal edecek bir husus da konuşulmadığı gözetilerek, sanığa yüklenen ve TCK’nın 132/2. madde ve fıkrasında düzenlenen kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini ifşa etme suçunun yasal unsurlarının oluşmaması nedeniyle sanık hakkında CMK’nın 223/2-a madde, fıkra ve bendi gereğince beraat hükmü kurulması gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen yetersiz gerekçerle şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, hatalıdır.
DAVA : Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini ifşa etme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini ifşa etme suçundan sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 132/2, 62, 53. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca 5 yıllık denetim süresine tabi tutulmasına dair Antalya 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 20.06.2011 tarihli ve 2011/95 esas, 2011/386 karar sayılı kararının 07.07.2011 tarihinde kesinleşmesini müteakip sanığın denetim süresi içinde 14.10.2015 tarihinde TCK’nın 86/2-3-a maddesinde tanımlanan kasten yaralama suçunu işlediği ve Antalya 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nin bu suçtan sanığın mahkumiyetine karar verdiği, hükmün 17.03.2016 tarihinde kesinleştiği ve ihbar üzerine dosya yeniden ele alınarak önceki hükmün 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına dair Antalya 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13.06.2016 tarihli ve 2016/320 esas, 2016/769 karar sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Belirli veya belirlenebilir iki veya daha fazla kişinin, başkalarının bilmemeleri gerektiği yönünde haklı bir inanç ve iradeyle hareket ederek, gizliliği sağlamaya özen gösterip, elverişli araçlar ( internet, telefon, telsiz, faks, mektup, telgraf, kağıt vb. ) ve ortak semboller ( söz, yazı, işaret vb. ) aracılığıyla paylaştıkları bilgi, düşünce, duygu ve tutumlarının; özel hayata ilişkin olsun ya da olmasın, başka kişi veya kişiler tarafından, özel bir çaba gösterilerek, doğrudan veya dolaylı şekilde ( zarfı açılmadan ışığa tutulan mektupta olduğu gibi ), okunmak veya dinlenmek suretiyle öğrenilmesi eylemi TCK’nın 132/1-1. madde, fıkra ve cümlesinde, anlaşılabilir olsun ya da olmasın, başkalarının haberleşme içeriklerinin kaydı, yani; yazı, ses, görüntü, özel işaretler gibi ortak sembollerin, başka bir nesne üzerine taşınarak ( örneğin; ses veya görüntünün, manyetik bant üzerine, yazının başka bir kağıt, defter vb. nesne üzerine geçirilmesi, kopyasının alınması, elektronik iletinin taşınabilir belleğe veya CD’ye aktarılması gibi işlemlerle ) sabitlenmesi eylemi TCK’nın 132/1-2. madde, fıkra ve cümlesinde, başkalarının haberleşme içeriklerinin, ilgilisi veya ilgililerinin rızası dışında ifşa edilmesi, yani; yayılması, açığa vurulması, afişe edilmesi, ilan edilmesi, kamuoyuna duyurulması, özetle; içeriğini öğrenme yetkisi bulunmayan kişi veya kişilerin bilgisine sunulması eylemi TCK’nın 132/2. madde ve fıkrasında, haberleşme içeriklerinin, haberleşmenin muhatabı olan diğer kişi tarafından, belirli olmayan ve birden fazla kişi tarafından algılanabilme imkanı bulunan aleni bir ortamda, ilgilisi veya ilgililerinin rızası dışında ifşa edilmesi eylemi TCK’nın 132/3. madde ve fıkrasında, haberleşmenin gizliliğini ihlal başlığı altında, suç olarak düzenlenmiştir.
TCK’nın 132/2. madde ve fıkrasındaki suçun oluşabilmesi için, kişiler arasındaki haberleşme içeriklerinin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi gerekir. Bu nedenle haberleşen taraflardan birinin konuşmalarınının gizliliğine müdahale edilmesi veya haberleşen kişinin görüntüsünün kaydedilmesi eylemleri, koşulları bulunduğu takdirde, TCK’nın 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturabilir.
Bu açıklamar ışığında incelenen dosyada;
Şikayetçi A. ile şikayetçinin eşi ve sanık Hakkı’nın kayınbiraderi olan M. arasındaki boşanma davasının henüz sonuçlanmadığı 07.11.2009 tarihinde, şikayetçiyi ısrarla takip edip, fotoğraflarını çektiği iddiasıyla hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan Antalya 8. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2010/248 esasına kayden görülmekte olan ceza davası bulunan sanığın, o dönem evinde kalan şikayetçinin kızı 6 yaşındaki Ç. ile şikayetçinin yaptığı telefon görüşmesini, onların rızası dışında kayda alıp, kaydı aktardığı CD’yi, sanık olarak yargılandığı ceza davasının 15.10.2010 tarihli duruşmasında, delil olarak mahkemeye sunmak suretiyle şikayetçiye karşı TCK’nın 132/2. madde ve fıkrasında düzenlenen kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini ifşa etme suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
Dosyada mevcut 29.12.2010 tarihli bilirkişi CD inceleme raporunda yer alan; “CD içerisinde 2.28 dakikalık ses ve görüntü videosunun bulunduğu, görüntülerde bir kız çocuğunun sandalye üzerine oturarak sabit telefondan ağlayarak annesi ile konuştuğu, ağlayarak konuşurken görüntüler dışında başka bir bayanın çocuğa seslenerek ağlamadan konuşmasını söylediği, çocuğun ağlaması nedeniyle karşıya ne söylediğinin bazı kısımlarının anlaşılmadığı, anlaşılan kısımların; ‘Duyuyorum senin ne söylediğini’, ‘Hı, hı, hı, senin yüzünden hep bunlar’, ‘Ama anne ya. Hiç benle gelmezdin. Anne bana yalan söyleme. Anne seni çok seviyorum ben.’, ‘Anne lütfen gittiğin yerden geri gel anne. Lütfen. Seni özledim anne. Ama söz vermiştin anne.’ şeklinde olup, kız çocuğunun sandalye üzerine oturarak sabit telefondan ağlayarak annesi ile konuştuğu ana ilişkin görüntülerin fotoğraf formatına getirilerek sunulduğu” biçimindeki tespitler karşısında, ifşa iddiasına konu edilen CD’de, şikayetçinin kızına söylediği herhangi bir konuşmanın kaydedilmediği, şikayetçinin özel yaşam alanına dahil ve onun özel hayatının gizliliğini ihlal edecek bir husus da konuşulmadığı gözetilerek, sanığa yüklenen ve TCK’nın 132/2. madde ve fıkrasında düzenlenen kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini ifşa etme suçunun yasal unsurlarının oluşmaması nedeniyle sanık hakkında CMK’nın 223/2-a madde, fıkra ve bendi gereğince beraat hükmü kurulması gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen yetersiz gerekçerle yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
SONUÇ : Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 Sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 Sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 09.02.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak: Kazancı İçtihat Programı
Avukat Doç. Dr. Şaban Cankat TAŞKIN, Bursa Barosu