Ceza Muhakemesinde temyiz harcı için Anayasa’ya aykırılık başvurusu

08.06.2011

 

YARGITAY ( ) CEZA DAİRESİ BAŞKANLIĞINA

BURSA 14.ASLİYE CEZA MAHKEMESİ YARGIÇLIĞINA

 

ANAYASAYA AYKIRILIK İDDİALIDIR!

 

Dosya No : 2006-5… E.

06.06.2011

 

TEMYİZ EDEN : E… A…… (TC NO: ………..)

(sanık) C…….. Mah. No:10 G- Biga/ÇANAKKALE

MÜDAFİİ : Av.Ş.Cankat TAŞKIN

Uluyol Cad. Şevki İpekten Plaza No:28/311-BURSA

 

DAVACI : K.H.

 

KATILAN : U…İ

 

SUÇ : Nitelikli Hırsızlık (TCK 142/1.c)

 

SUÇ TARİHİ : 16/12/2005

 

KONU : 1.) 14.04.2011 tarih, 27905 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 SK’nun 13. maddesi ile 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 1 Sayılı tarifesinde yapılan değişiklikle ceza dosyaları için temyize başvurunun harca tabi tutulması yönündeki (IV-b ve IV-f bentleri) düzenlemenin, AY md 152 gereğince Anayasa’ya aykırılık iddiasıyla İPTALİ İÇİN ANAYASA MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİ

 

2.) Bursa 14.Asliye Ceza Mahkemesi?nin 06.06.2011 gün ve 2006-5……. sayılı gerekçeli kararının BOZULMASI isteğidir.

 

KARAR (TEF.)TAR : 06.06.2011

 

I.) ANAYASAYA AYKIRILIK İDDİAMIZ

 

1.) 14.04.2011 tarih, 27905 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 Sayılı ?Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun?un 13. maddesi ile 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 1 Sayılı tarifesinde değişiklik yapılmıştır.

 

Bu değişikliğe göre:

 

?492 sayılı Kanunun (1) sayılı Tarifesinin ?A ? Mahkeme Harçları? bölümünün ?Hukuk ve ticaret davalarıyla, idarî davalarda ihtilafsız yargı konularında ve icra tetkik mercilerinde? başlığında yer alan ?Hukuk? ibaresinden sonra gelmek üzere ?, ceza? ibaresi eklenmiş,? bundan sonraki kısımda ise IV-b başlığı ile Yargıtay Ceza Dairelerine, IV.-f başlığı ile de Bölge Adliye Mahkemeleri’nin Ceza Dairelerine yapılacak olan başvurular; Yargıtay için 40, Bölge Adliye Mahkemeleri (BAM) için ise 20 TL olarak belirlenmiştir.

 

Yapılan düzenleme, aşağıdaki gerekçelerle Anayasa’nın 5, 10, 13,19/9, 36 ve 90/son maddeleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6 ve 13. maddelerine aykırılıklar içermektedir.

 

A.) Yapılan Düzenleme Anayasa’nın 5. Maddesine Aykırıdır:

 

Anayasa md 5: ?Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.?

 

Yapılan düzenleme ile, ceza mahkemelerinin kararlarının temyizen/istinafen incelenmesinin harca tabi tutulması, Anayasa’nın 5. maddesindeki devletin kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan ekonomik engel koymama yükümlüğüne aykrılık oluşturmaktadır.

 

Zira, temyiz/istinaf başvurusunun harca tabi tutulması durumunda, temel insan haklarından sayılan ?savunma hakkı? devletin kendi fiili ile kısıtlanmış olacaktır. Çünkü, maddi durumu elvermeyen kişilerin haklarındaki hükme karşı üst dereceli mahkemeye başvurması harç alınması sebebiyle engellenmiş olacaktır.

 

Belirtildiği gibi,savunma hakkı en temel insan haklarındandır. Bu bağlamda, şüphelinin/sanığın yargılamanın her aşamasında müdafi yardımından yararlanması veya (yasanın öngördüğü zorunlu haller dışında) savunmasını kendisinin yapması, savunma hakkından yoksun bırakılamaması, kişinin en temel haklarındandır. Oysa, düzenleme gereğince, temyiz/istinaf hakkının harca tabi tutulması savunma hakkını ciddi oranda kısıtlayacaktır.

 

Hele ki kanunun zorunlu müdafiliği/vekilliği öngördüğü durumlarda devletin-sanık/şüpheli/mağdur talep etmese dahi, o kişiye müdefi/vekil ataması durumunda, verilecek mahkumiyet hükmünün temyizinin harca tabi tutulması zorunlu müdafilik/vekillik ilkesi ile de bağdaşır nitelikte değildir.

 

Temyiz/istinaf isteminin harca tabi tutulması kişiyi sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan bir kısıtlamadır ve tamamen devletin ticari yaklaşımına dayalıdır. (Bütçe açığının cexa yargılamasından sağlanacak getiriyle kapatılması anlayışı). Bu anlayışın ve kısıtlamanın Anayasa’nın 2. maddesi ile güvencelenen ?hukuk devleti? ilkesi ile de bağdaşmadığı söylenebilir.

 

Bahsi edilen kanun düzenlemesi öncelikle bu gerekçe ile iptali için Anayasa’nın 152. maddesi göndermesi ile Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekmektedir.

 

 

 

 

B.) Yapılan Düzenleme Anayasa’nın 10/1. ve 36/1. maddelerine Aykırıdır:

 

?Madde 10 – Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.?

 

Anayasa’nın bu hükmüne rağmen, temyiz/istinaf başvurularının harca tabi tutulması, bu harç miktarını karşılayabilen kişi ile yoksulluk nedeniyle karşılayamayan kişi arasında eşitsizliğe yol açacaktır. Harcı karşılayabilen kişi üst dereceli mahkemeye başvurabilecek, karşılayamayan kişi ise başvuramadığı için hakkındaki hüküm kesinleşecek ve cezasının infazı başlatılacaktır.

 

Bir başka söyleyişle, ?sen zenginsen kanun yollarına başvurup yanlış olduğunu düşündüğün bir kararı iptal ettirtebilirsin fakat yoksulsan böyle bir hakkın olamaz!? şeklindeki bir yaklaşım, ülkedeki maddi durumu iyi olan sanıklarla olmayan sanıklar arasında açık bir eşitsizliğe yol açacaktır. Böyle bir durumun hukuk devletinde kabul edilmesi de mümkün değildir.

 

Madde 36 – ?Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.?

 

Ayrıca bu durum AY 36 anlamında güvencelenen ve hukuk devleti olmanın temel ölçütlerinden sayılan ?hak arama hürriyeti? ile bununla bağlantılı olarak yorumlanacak ?adil yargılanma hakkı?na da aykırılık taşımaktadır.

 

Yoksul olan ve temyiz/istinaf harcını ödeyemeyen kişi hakkını arayamayacak; buna karşın varsıl olan kişi hakkını arayabilecek ve hakkındaki isnaddan kurtulma olanağına sahip olabilecektir.

 

Öte yandan, yapılan düzenleme adil yargılanma hakkını da ihlal eder niteliktedir. Çünkü, durumu olan kişinin, hakkındaki mahkumiyet kararını temyizen/istinafen inceletmesi olanaklıyken, aynı davada yargılanan bir başka sanığın/ mağdurun yoksul olduğu için ve gerekli harcı ödeyememesinden dolayı hakkındaki hükmü temyiz/istinaf incelemesine gönderemeyecek oluşu taraflar arasında silahların eşitliği ilkesine de ayrkırılık oluşturacak mahiyettedir.

 

Kaldı ki istinaf incelemesinin ceza muhakemesinde ?işin esasına girilerek? yapılıyor oluşu ve ilk derece yargılamasında izlenen tüm usuli işlemlerin (tanık dinleme, delil toplama vb) istinaf mahkemesinde de yapılıyor oluşu, denetimin sadece hukukilikle sınırlı olmadığını, yerindeliği de kapsadığını ortaya koymaktadır. Bu bağlamda, özellikle istinaf yoluna başvurulmasının ?harç? engeli ile engellenmesi hak arama hürriyetinin önünde çok ciddi bir engel oluşturmaktadır.

 

Öte yandan, cezaevinde tutuklu bulunan bir sanığın, hakkındaki mahkumiyet hükmünü ?parası olmadığı için? Yargıtay’a veya BAM’ne gönderememesi de yapılan düzenlemenin anayasaya aykırılığını ortaya koyması bakımından çok çarpıcı bir örnek oluşturmaktadır.

 

Kaldı ki ne CMK’da ne de bununla ilgili mevzuatta kanunyoluna başvurunun harca tabi olacağına dair bir düzenleme bulunmaktadır.

 

Konuyla bağlantılı olan CMK 263 (tutuklular için); CMK 273 (istinaf için) ve CMK 291 (temyiz için) yapılan düzenlemelerde, sadece ilgili kişinin, başvuruyu almakla yetkili olan kuruma yapacağı sözlü başvurunun dahi kanunyolu incelemesi bakımından yeterli olduğu vurgulanmakla aslında ceza yargılamasındaki kanunyolu başvurusunun ?ücretsiz? olması gerektiğinin kanunkoyucu tarafından benimsendiği sonucuna ulaşılabilecektir.

 

Kanunyolu başvurusunun ücrete tabi tutulması durumunda, özellikle tutuklu bulunan sanığın sırf parası yok diye kanunyoluna başvuramaması halinde hakkındaki hükmün kesinleşmesi olası bir başvuruda Türkiye’yi AİHS’nin 5. , 6 ve 13. maddelerinden de mahkum ettirebilecektir.

 

Dolayısıyla, hükmün iptali için Yargıtay Dairesi aracılığı ile AY 152 göndermesiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması gerekmektedir.

 

C.) Yapılan Düzenleme Anayasa’nın 13 ve 19/8 hükümlerine de aykırıdır:

 

Madde 13: ?Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.?

 

 

Madde 19/8 : ?Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kişi, kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı halinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına sahiptir.?

 

Kanunyoluna başvurulmasında harç alınmasına ilişkin düzenleme, AY 36’daki hak arama hürriyetinin özüne dokunduğu (hak arama hürriyetini açıkça ortadan kaldırdığı) için AY’nın 13. maddesindeki öze dokunma yasağı ile de bağdaşmamaktadır.

 

Ayrıca, AY’nın 13. maddesi, bir temel hak ve özgürlüğün ancak ilgili anayasa maddesinde belirtilen kısıtlamalara bağlı olarak ve kanunla kısıtlanabileceğini vurgulamaktadır. Durum böyle olunca, AY 36’nın ve AY 19’un lafzına bakarak konuyu yorumlamak gerekmektedir. Ne AY 36’da ne de AY 19’da kişinin kanunyoluna başvuru hakkının kısıtlanabileceğine ilişkin bir düzenleme yer almaktadır. Bilakis, devletin bu olanağı tanıması gerektiği bu maddelerde vurgulanmıştır. Dolayısıyla denilebilir ki kanunyoluna başvurunun harca tabi tutulması AY’nın 13. maddesindeki temel kısıtlama kuralı ile de bağdaşmaz. Kısıtlamanın kanunla konmuş olması bu durumu değiştirmez. Bu durumda, bu sınırlamanın ölçülü olup olmadığını da tartışmanın bir anlamı yoktur. Çünkü, ölçülülük tartışmasının yapılabilmesi için öncelikle yapılan kısıtlamanın AY md 13’teki koşullara uygun olarak yapılması gerekecektir.

 

Yapılan düzenleme ile, kanunyoluna başvuracak olan kişilerden harç alınıyor olması AY 19/8’de teminat altına alınan, kişinin kanunyoluna başvuru hakkını da engellemektedir. Özellikle de tutuklu sanığın bu yöndeki hakkı, ?harç ödenmedi? diye kısıtlandığında AY 19/8 hükmüne aykırılık oluşacaktır. Bu durum, aynı zamanda AİHS md 13 anlamında ?etkili başvuru hakkı?nı da ihlal etmektedir.

 

Bu gerekçelerle de düzenlemenin iptali ve yürürlüğünün durdurulması için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması gerekir.

 

Şu halde çözüm nedir? Bu ciddi anayasa aykırılılkarını çözmek için Anayasa?nın 152.maddesine göre, davaya bakmakta olan mahkeme sıfatı ile, bu konunun Anayasa Mahkemesi?ne götürülmesi gerekmektedir.Aksi halde,yukarıda açıkladığımız ciddi sakıncalar ortaya çıkabilecektir.

 

AY 152: ?Bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasa?ya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa,Anayasa Mahkemesi?nin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır.??

 

Buna göre; 14.04.2011 tarih, 27905 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 Sayılı ?Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun?un 13. maddesi ile 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 1 Sayılı tarifesinde değişiklik yapan ve ?492 sayılı Kanunun (1) sayılı Tarifesinin ?A ? Mahkeme Harçları? bölümünün ?Hukuk ve ticaret davalarıyla, idarî davalarda ihtilafsız yargı konularında ve icra tetkik mercilerinde? başlığında yer alan ?Hukuk? ibaresinden sonra gelmek üzere ?, ceza? ibaresi eklenmiş,?  hükmünün ?ceza? ifadesi ile aynı düzenlemenin devamındaki IV-b ve IV-f düzenlemelerinin? yukarıda açıkladığımız nedenlerle, AY 152?ye göre Anayasa Mahkemesi?ne iptali ve yürürlüğünün durdurulması için götürülmesini talep etmekteyiz.

 

II.) TEMYİZ NEDENLERİMİZ

 

1.) Mahkumiyete Yeterli Delil Yoktur :

 

Sanığın suça konu olan dizüstü bilgisayarı çaldığına dair müştekinin beyanı dışında dosyada hiçbir delil yoktur. Olayı ne gören vardır; ne bir kamera kaydı ibraz edilmiştir ne de sanığın parmak izi herhangi bir yerde bulunmuştur.

 

Ayrıca sanık ne karakolda ne savcılıkta ne de mahkeme huzurunda suçu işlediğini itiraf etmiştir.

 

Sadece beyan delili ile mahkumiyet kurulması hukuka aykırıdır. Deliller mahkumiyet için yetersizdir. Kararın bu yönden BOZULMASI gerekmektedir.

 

2.) CMK 231’in koşulları oluşmuştur:

 

Sanığın önceden sabıkası yoktur. Ayrıca mağdur çalınan dizüstü bilgisayarını da teslim almıştır. Dolayısıyla, CMK 231’deki hükmün açıklanmasının koşullarının oluştuğu düşünülebilir. Cezanın en azından TCK 51 gereğince ertelenmesi gerekirken mahkemenin ne TCK 51’i ne de CMK 231’i uygulaması yanlıştır. Karar bu yönden de BOZULMALIDIR.

 

3.) CMK 215 ihlal edilmiştir:

 

31.05.2006 günlü ilk oturumda Kamil KOÇ Turizm’den gelen cevabi yazı okunmuş ve yolcu listesinde şikayetçi U…İ……..’nin adının yer almadığı buna karşın C……. İ…….’nin bu listede yer aldığı, bu kişinin de muhtemelen U… İ……. olduğu; sanıklardan hiçbirinin adının yolcu listesinde bulunmadığı zabta geçmiştir.

 

CMK 215 hükmü gereğince, bu belgeye karşı sanıktan ve müdaffiinden diyeceğinin sorulması gerekirken sorulmaması CMK 289/1.h hükmüne aykırıdır. Hüküm için önemli olan bir konuda savunma hakkı kısıtlanmıştır. Karar bu nedenle de BOZULMALIDIR.

 

 

HUKUKİ NEDENLER : CMK,TCK ve ilgili mevzuat.

 

 

SONUÇ ve İSTEK : Yukarıda kısaca açıklanan ve mahkemenizce belirlenecek diğer nedenlerle;

 

1.) 14.04.2011 tarih, 27905 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 Sayılı ?Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun?un 13. maddesi ile 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 1 Sayılı tarifesinde ?492 sayılı Kanunun (1) sayılı Tarifesinin ?A ? Mahkeme Harçları? bölümünün ?Hukuk ve ticaret davalarıyla, idarî davalarda ihtilafsız yargı konularında ve icra tetkik mercilerinde? başlığında yer alan ?Hukuk? ibaresinden sonra gelmek üzere ?, ceza? ibaresi eklenmiş,? bundan sonraki kısımda ise IV-b başlığı ile Yargıtay Ceza Dairelerine, IV.-f başlığı ile de Bölge Adliye Mahkemeleri’nin Ceza Dairelerine yapılacak olan başvurular; Yargıtay için 40, Bölge Adliye Mahkemeleri (BAM) için ise 20 TL olarak belirlenmesine ilişkin düzenlemenin YÜRÜRLÜĞÜNÜN DURDURULMASI ve İPTALİ için Anayasa’nın 152. maddesi gereğince, yargılamanın Dairenizde görülüyor olması gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmasına;

 

2.) Bursa 14.Asliye Ceza Mahkemesi?nin 06.06.2011 gün ve 2006-…. E- sayılı gerekçeli kararının BOZULMASINA;

 

Karar verilmesini saygıyla dilerim.

 

Sanık

E. A

Müdafii

Av.Ş.Cankat TAŞKIN

 

 

 

 

Bu yazı Genel kategorisine gönderilmiş ve , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.