Bilişim hukuku alanında bir kararı paylaşıyorum.
Yargıtay 12. CD, aşağıda tam metnini verdiğim kararında, bir mahkeme önünde başka çare kalmadığı takdirde, bir başkasının özel hayatını gizliliğini ihlal etmeyi, başkasının sesini kayda almayı “hukuka uygunluk nedeni” saymıştır.
Kaynak: http://www.kazanci.com/kho2/ibb/giris.htm
YARGITAY 12. CD
2013/13614 E., 2014/5809 K. KT: 10.3.2014
- ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL ( Sanığın Katılanın Çocuklarına Bakmasından Dolayı İş Mahkemesinde İşçilik Alacakları İçin Dava Açtığı – Sanığın Katılan Hakkında “Gece ve Eğlence Hayatına Düşkün Kişidir Sürekli Alkol Alma Durumu Ortaya Çıktığı” Şeklinde Hukuk Mahkemesindeki İddialarını İspatlama Amacını Taşıyan Eyleminde Atılı Suçun Unsurlarının Oluşmadığı )
- HAKARET ( Sanığın Katılanın Çocuklarına Bakmasından Dolayı İş Mahkemesinde İşçilik Alacakları İçin Dava Açtığı – Katılan Hakkında “Gece ve Eğlence Hayatına Düşkün Kişidir Sürekli Alkol Alma Durumu Ortaya Çıktığı”Şeklinde İfadelerde Bulunduğu/Sanığın Hukuk Mahkemesindeki İddialarını İspatlama Amacını Taşıyan Eyleminde Hukuka Aykırılık Bulunmadığı/Sanığın Beraati Gerektiği )
- HUKUK MAHKEMESİNDE İDDİALARINI İSPATLAMAK AMACINI TAŞIYAN EYLEM ( Hakaret/Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Etme – Sanığın Katılanın Çocuklarına Bakmasından Dolayı İş Mahkemesinde İşçilik Alacakları İçin Dava Açtığı/Katılan Hakkında “Gece ve Eğlence Hayatına Düşkün Kişidir Sürekli Alkol Alma Durumu Ortaya Çıktığı” Şeklinde İfadelerde Atılı Suçların Unsurlarının Oluşmadığı )
ÖZET : Dava; hakaret ve özel hayatın gizliliğini ihlal etme suçuna ilişkindir. Sanığın, katılanın yaşları küçük çocuklarına uzun yıllar bakıcılık yaptığı, maaş ve sigorta işlemlerinin katılanın babasına ait iş yeri üzerinden yapıldığı, taraflar arasında oluşan anlaşmazlık sonucunda, sanığın işten çıkarılması üzerine, katılanın babasına karşı, iş mahkemesi nezdinde, ihbar, kıdem ve diğer alacakları ile ilgili olarak dava açtığı, dava dilekçesinde, katılanın, eğlence hayatına ağırlık veren çocuklarının bakım, eğitim ve yetişmesine yeterli zaman ayıramayan bir kişi olduğu belirtilip, katılan hakkında “Davalının kızı, gece ve eğlence hayatına düşkün bir kişidir. Yaklaşık 2-3 yıl önce de geçimsizlik sebebiyle kocasından boşanmıştır. Gerek eğlence ve gerekse gece hayatına düşkünlüğüne, eşinden de boşanmasının eklenmesi ile son bir yılda oldukça asabi davranış sürecine girmiş, sürekli de alkol alma durumu da ortaya çıkınca davacıya karşı zaman zaman saldırgan ve agresif bir tutum içerisine düşmüştür” şeklinde ifadelerde bulunulması nedeniyle, katılanın, sanık hakkında, hakaret ve özel hayatın gizliliğini ihlal etme suçlarından şikayetçi olması üzerine başlatılan adli soruşturma kapsamında, katılanın özel hayatına ilişkin bilgileri, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia da ileri sürülmeyen sanığın, hukuk mahkemesindeki iddialarını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket etmediği anlaşılmakla, atılı suçun unsurlarının oluştuğuna ve sanığın cezalandırılması gerektiğine dair yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, beraete ilişkin hükmün isteme uygun olarak onanması gerekir.
DAVA : Özel hayatın gizliliğini ihlal etme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : İncelenen dosya içeriğine göre; sanığın, katılanın yaşları küçük çocuklarına uzun yıllar bakıcılık yaptığı, maaş ve sigorta işlemlerinin katılanın babasına ait iş yeri üzerinden yapıldığı, taraflar arasında oluşan anlaşmazlık sonucunda, sanığın işten çıkarılması üzerine, vekili aracılığıyla, işvereni konumundaki katılanın babasına karşı, iş mahkemesi nezdinde, ihbar, kıdem ve diğer alacakları ile ilgili olarak dava açtığı, açtığı davanın 04.10.2010 tarihli dava dilekçesinde, katılanın, eğlence hayatına ağırlık veren çocuklarının bakım, eğitim ve yetişmesine yeterli zaman ayıramayan bir kişi olduğu belirtilip, katılan hakkında “… Davalının kızı Ş., gece ve eğlence hayatına düşkün bir kişidir. Yaklaşık 2-3 yıl önce de geçimsizlik sebebiyle kocasından boşanmıştır. Gerek eğlence ve gerekse gece hayatına düşkünlüğüne, eşinden de boşanmasının eklenmesi ile son bir yılda oldukça asabi davranış sürecine girmiş, sürekli de alkol alma durumu da ortaya çıkınca davacıya karşı zaman zaman saldırgan ve agresif bir tutum içerisine düşmüştür…” şeklinde ifadelerde bulunulması nedeniyle, katılanın, sanık hakkında, hakaret ve özel hayatın gizliliğini ihlal etme suçlarından şikayetçi olması üzerine başlatılan adli soruşturma kapsamında, sanık hakkında TCK’nın 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal etme suçundan açılan davada, suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraat kararı verilmesi şeklinde gelişen olayla ilgili olarak;
Sanığın eyleminin, TCK’nın 134/1. maddesinde tanımlanan özel hayatın gizliliğini ihlal ve aynı Kanunun 125. maddesinde düzenlenen hakaret suçları kapsamında değerlendirilebileceği, ancak sanığın, katılanın babası aleyhine açtığı davanın, haksız işten çıkarmaya dayalı olup, hak ettiğini düşündüğü alacaklarına ilişkin olduğu ve haksız olarak işten çıkarıldığına ilişkin iddialarını ispatlamaya yönelik hareket ettiği, dava dilekçesinde sarfedilen katılan hakkındaki beyanlarının TCK’nın 128. maddesinde düzenlenen iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında kaldığı, hakaret suçunun unsurlarını taşımadığı; ayrıca, kişinin, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda, örneğin; kendisine karşı işlenmekte olan ( cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi ) bir suç söz konusu olduğunda ya da kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için, kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla, saldırıyı gerçekleştiren tarafın bilgisi ve rızası dışında, özel hayata ait bilgileri okuma, konuşma ve haberleşme içeriklerini veya özel hayata ilişkin ses ve görüntüleri dinleme, izleme ya da kaydetme, kişisel verileri kaydetme, ele geçirme ve yayma eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı gibi, yargı merciilerindeki iddialarını ispat etmek için başka türlü delil ibraz etme olanağının bulunmadığı hallerdeki bir takım eylemlerinin de haksızlık unsurunu içermeyeceği, esasen bu gibi hallerde, kişinin hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket ettiğinden de söz edilemeyeceği gözetildiğinde, katılanın özel hayatına ilişkin bilgileri, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia da ileri sürülmeyen sanığın, hukuk mahkemesindeki iddialarını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket etmediği anlaşılmakla, yapılan yargılama sonunda, sanığa yüklenen suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, eksik inceleme yapıldığına, atılı suçun unsurlarının oluştuğuna ve sanığın cezalandırılması gerektiğine dair yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle,
SONUÇ : Beraete ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 10.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Avukat Dr. Şaban Cankat TAŞKIN-Bursa Barosu