SAHTE ABONELİK TESİS ETME SUÇU 5809 SK md 56’daki suçu oluşturur ve IP tespiti şarttır

Bilişim hukuku ve ceza hukuku alanında bir kararı paylaşıyorum

Kaynak: http://www.kazanci.com/kho2/ibb/giris.htm

T.C.

YARGITAY

8. CEZA DAİRESİ

E.2016/1327

K.2016/1649

KT: 17.2.2016

  • ÖZEL BELGEDE SAHTECİLİK (İnternet Üzerinden Müşterilere Ait Kredi Kartı Bilgileri İle Alışveriş Yapma – Sanığın Suçlamayı Kabul Etmemesi Karşısında Öncelikle Suça Konu Kredi Kartlarıyla İlgili Hesap Extreleri Getirtileceği/Eylemin 5809 S. Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 56. Md. Suçu Oluşturup Oluşturmadığı Araştırılacağı)
  • IP ADRESİ ARAŞTIRMASI (İnternet Üzerinden Müşterilere Ait Kredi Kartı Bilgileri İle Alışveriş Yapma – İnternet Sitesine Giriş İçin Kullanılan IP Numaralarının Suç Tarihi ve Saatinde Kim veya Kimler Tarafından Kullanıldığı Araştırılacağı/Harcama Yapılırken Hangi Kullanıcı Bilgileriyle Siteye Giriş Yapıldığı Tespit Edilip Kullanıcı Bilgileri Detayları İlgili Siteden Sorulacağı)
  • İNTERNET ÜZERİNDEN MÜŞTERİLERE AİT KREDİ KARTI BİLGİLERİ İLE ALIŞVERİŞ YAPILDIĞI İDDİASI (Eyleminin Özel Hüküm Niteliğinde Bulunan 5809 S. Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 56. Md. Suçu Oluşturup Oluşturmadığı Karar Yerinde Tartışılmadan “Özel Belgede Sahtecilik” Suçundan Mahkumiyetine Karar Verilmesi Bozma Nedeni Olduğu)
  • SAHTE ABONELİK SÖZLEŞMESİ DÜZENLETMEK (Harcama Yapılırken Hangi Kullanıcı Bilgileriyle Siteye Giriş Yapıldığı Tespit Edilip Kullanıcı Bilgileri Detayları İlgili Siteden Sorulacağı – Alınan Mal veya Hizmetlerin Kime ve Hangi Adreslere Teslim Edildiği Araştırılacağı/Gerektiğinde Uzman Bilirkişiden Görüş Alınacağı)

5809/m.56/2,63/10

ÖZET : Dava; özel belgede sahtecilik suçuna ilişkindir. İnternet üzerinden müşterilere ait kredi kartı bilgileri ile alışveriş yapıldığı iddiasına dayalı somut olayda sanığın suçlamayı kabul etmemesi karşısında, öncelikle suça konu kredi kartlarıyla ilgili hesap extreleri getirtilerek, müştekilerin rızaları dışında hangi alışveriş sitelerinden, hangi tarihlerde ve kaç kez alışveriş yapıldığı saptanıp, suç tarihleri ve suçlara konu harcamalar belirlendikten sonra, harcama yapılan internet sitesine giriş için kullanılan IP numaralarının suç tarihi ve saatinde kim veya kimler tarafından kullanıldığı, harcama yapılırken hangi kullanıcı bilgileriyle siteye giriş yapıldığı tespit edilip kullanıcı bilgileri detayları ilgili siteden sorularak ve yapılan alışveriş sonucu alınan mal veya hizmetlerin kime ve hangi adreslere teslim edildiği araştırılarak, gerektiğinde konusunda uzman bir bilirkişiden de görüş alınarak, bu hususların sanık ile bağı araştırılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekir.

Hüküm ve suç tarihlerinden önce, yürürlüğe giren 5809 Sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 63. maddesinin 10. fıkrası ve yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 2. fıkrasındaki “işletmeci veya adına iş yapan temsilcisine abonelik kaydı sırasında abonelik bilgileri konusunda gerçek dışı bilgi verilmez” hükmü karşısında; sanığın sahte abonelik sözleşmesi düzenletmek şeklindeki eyleminin, özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 Sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 56. maddesindeki suçu oluşturup oluşturmadığı karar yerinde tartışılmadan “özel belgede sahtecilik” suçundan mahkumiyetine karar verilmesi bozma nedenidir.

DAVA : Gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Sanığın yokluğunda verilen hükmün MERNİS adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca 23.03.2015 tarihinde tebliğ edildiği ve buna göre hükmün kesinleştirme işleminin yapıldığı, ancak bu adrese daha önceden usulen yapılmış bir tebliğat olmadığı bu sebeple sanığa yapılan gerekçeli karar tebliğinin usulüne uygun olmadığı anlaşılmakla; sanığın öğrenme üzerine vaki temyiz talebinin süresinde olduğu oy çokluğu ile kabul edilerek mahkemenin 20.11.2015 tarihli red kararının kaldırılmasına karar verilip, yapılan incelemede;

1-) Müştekilerin işlettikleri … adlı işyerinde çalışıp, kalacak yeri olmadığı için geceleri de burada kalan sanığın, bu süre zarfında müştekilerin kredi kartı bilgilerini ele geçirip rızaları dışında kullanmak suretiyle internet üzerinden müşteki …’a ait … Bankası Kredi Kartı ile 372 TL’lik, diğer müşteki …’a ait … bank Kredi Kartıyla da 1000 TL’lik alışveriş yaptığından bahisle açılan davada; sanığın suçlamayı kabul etmemesi karşısında, öncelikle suça konu kredi kartlarıyla ilgili hesap extreleri getirtilerek, müştekilerin rızaları dışında hangi alışveriş sitelerinden, hangi tarihlerde ve kaç kez alışveriş yapıldığı saptanıp, suç tarihleri ve suçlara konu harcamalar belirlendikten sonra, harcama yapılan internet sitesine giriş için kullanılan IP numaralarının suç tarihi ve saatinde kim veya kimler tarafından kullanıldığı, harcama yapılırken hangi kullanıcı bilgileriyle siteye giriş yapıldığı tespit edilip kullanıcı bilgileri detayları ilgili siteden sorularak ve yapılan alışveriş sonucu alınan mal veya hizmetlerin kime ve hangi adreslere teslim edildiği araştırılarak, gerektiğinde konusunda uzman bir bilirkişiden de görüş alınarak, bu hususların sanık ile bağı araştırılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi,

2-) Hüküm ve suç tarihlerinden önce, 10.11.2008 gün ve 27050 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5809 Sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 63. maddesinin 10. fıkrası ve yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 2. fıkrasındaki “işletmeci veya adına iş yapan temsilcisine abonelik kaydı sırasında abonelik bilgileri konusunda gerçek dışı bilgi verilmez” hükmü karşısında; sanığın sahte abonelik sözleşmesi düzenletmek şeklindeki eyleminin, özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 Sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 56. maddesindeki suçu oluşturup oluşturmadığı karar yerinde tartışılmadan “özel belgede sahtecilik” suçundan mahkumiyetine karar verilmesi,

3-) 5237 Sayılı TCK.nun 53. maddesindeki hak yoksunlukları ile ilgili olarak, Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararı gözetilerek yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,

SONUÇ : Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK.nun 321. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), hükümler kesinleşmediğinden infazın durdurulmasına, sanığın bu suçlardan tahliyesine, başka suçtan tutuklu veya hükümlü bulunmadığı takdirde salıverilmesi için yazı yazılmasına, 17.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Avukat Dr. Şaban Cankat TAŞKIN-Bursa Barosu

Bu yazı Genel kategorisine gönderilmiş ve , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.