YARGITAY: HİLE GERÇEK KİŞİYE YÖNELMEMİŞ SADECE BİLİŞİM SİSTEMİYLE İŞLENMİŞSE EYLEM DOLANDIRICILIK OLMAZ-4

Bilişim hukuku alanında bir kararı paylaşıyorum.

Yargıtay 11. CD, bir eylemin gerçek kişiye hile yönlendirilmeksizin sadece bilişim sistemi üzerinden gerçekleştirilmesi suretiyle işlenerek menfaat elde edilmesi durumunda bu eylemin, hile gerçek kişiye yönelmediği için TCK 244/4’teki “bilişim sistemleri aracılığı ile haksız çıkar sağlama suçu”nu oluşturacağına hükmetmiştir.

Kaynak: http://www.kazanci.com/kho2/ibb/giris.htm

YARGITAY

11.CEZA DAİRESİ

E.2008/15441 

K. 2009/80 

KT: 27.1.2009

  • DOLANDIRICILIK ( Başkasının Hesabındaki Parayı Sahte Kimlikle Açılan Hesaba Internet Bankacılığı Yoluyla Aktarma – Suçun Dolandırıcılık Değil Bilişim Suçu Olduğunun Gözönüne Alınacağı )
  • BİLİŞİM SUÇU ( Başkasının Hesabındaki Parayı Sahte Kimlikle Açılan Hesaba Internet Bankacılığı Yoluyla Aktarma – Suçun Dolandırıcılık Değil Bilişim Suçu Olduğunun Dikkate Alınacağı )
  • BAŞKASININ HESABINDAKİ PARAYI INTERNET BANKACILIĞI YOLUYLA SAHTE KİMLİKLE AÇILAN HESABA AKTARMAK ( Eylemin Dolandırıcılık Değil Bilişim Suçu Olduğu )

5237/m.157, 244

ÖZET : Başkasına ait banka hesabındaki paranın sahte kimlik ile açtırılan hesaba internet bankacılığı aracılığı ile aktarılmasının dolandırıcılık suçunu değil bilişim suçunu oluşturduğunun dikkate alınması gerekir.

DAVA : 1- Dolandırıcılık suçu yönünden yapılan incelemede;

Dolandırıcılık suçunda unsur olan hileli davranışların gerçek kişiye yönelmesi ve bunun sonucunda onun veya başkasının malvarlığı aleyhine sanığın veya başkasının yararına haksız bir menfaat sağlanması gerekeceği, somut olayda ise; sanığın katılanın Şekerbank Uludağ Şubesinde mevcut şirket hesabına internet bankacılığı yoluyla girip hesaptaki paradan 7300.00 YTL’yı Yapı Kredi Bankası Adana Baraj Yolu Şubesinde Barış G. sahte kimliğiyle açtırmış olduğu hesaba havale edip çekmeye çalıştığının iddia ve dosya içeriğine uygun gerekçelerle kabul edilmesi karşısında; Gerçek kişiye yönelen hile oluşturacak nitelikte bir hareketin bulunmaması nedeniyle dolandırıcılık suçunun unsurlarının bulunmadığı, fiilin 5237 sayılı TCK.nun 244/4 maddesinde öngörülen bilişim suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde bilişim sistemlerinin aracı olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine karar verilmesi, yasaya aykırı;

2- “Resmi evrakta sahtecilik” ve “İftira” suçlarından kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin temyizine gelince;

Sair temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

Hükümden sonra, 08.02.2008 günlü 26781 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK.nun 231. ve TCK.nun 7/2. maddeleri gereğince, sanık hakkında “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının” takdir ve değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

KARAR VE SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.01.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Avukat Dr. Şaban Cankat TAŞKIN-Bursa Barosu