YARGITAY: MANYETİK TELEFON KARTI HİLESİ TCK 244-4’TEKİ SUÇU OLUŞTURUR-1

Yargıtay 11.CD, manyetik telefon kartının hileli şekilde doldurulması suretiyle gerçekleştirilen olaylarda, menfaat elde edilmesi durumunda bu eylemin, hile gerçek kişiye yönelmediği için TCK 244/4’teki “bilişim sistemleri aracılığı ile haksız çıkar sağlama suçu”nu oluşturacağına hükmetmiştir.

Kaynak: http://www.kazanci.com/kho2/ibb/giris.htm

YARGITAY 

11. CEZA DAİRESİ E.,2006/1800, K.2008/7126 T 1.7.2008

  • BİLİŞİM SUÇU ( Sanığın Katılan Tarafından Üretilen ve Ankesörlü Telefonlardan Konuşma Yapmaya Yarayan Telefon Kartlarının Manyetik Şeritlerine Teyp Bandı İle Dolum Yapmak Suretiyle Kaçak Görüşme Yapması Nedeniyle Oluştuğu )
  • DOLANDIRICILIK SUÇU ( Manyetik Telefon Kartını Taklit Etmek – Gerçek Kişiye Yönelen Hile Oluşturacak Nitelikte Bir Hareketin Bulunmaması Nedeniyle Oluşmadığı )
  • MANYETİK TELEFON KARTINI TAKLİT ETMEK ( Bilişim Suçunu Oluşturduğu – Gerçek Kişiye Yönelen Hile Oluşturacak Nitelikte Bir Hareketin Bulunmaması Nedeniyle Dolandırıcılık Suçunun Oluşmadığı )
  • TELEFON KARTLARININ MANYETİK ŞERİTLERİNE TEYP BANDI İLE DOLUM YAPMAK ( Bilişim Suçunu Oluşturduğu – Gerçek Kişiye Yönelen Hile Oluşturacak Nitelikte Bir Hareketin Bulunmaması Nedeniyle Dolandırıcılık Suçunun Oluşmadığı )

5237/m.244/4

765/m.525/b-2

ÖZET : Sanığın katılan Türk Telekom A.Ş. tarafından üretilen ve ankesörlü telefonlardan konuşma yapmaya yarayan telefon kartlarının manyetik şeritlerine teyp bandı ile dolum yapmak suretiyle kaçak görüşme yaptığının iddia ve kabul olunması karşısında; gerçek kişiye yönelen hile oluşturacak nitelikte bir hareketin bulunmaması nedeniyle dolandırıcılık suçunun unsurlarının bulunmadığı, sanığın fiilinin kül halinde suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK.nun 525/b-2 ( 5237 sayılı TCK.nun 244/4 maddesine uygun “bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suretiyle haksız çıkar sağlama” ) madde ve fıkrası kapsamında bilişim suçunu oluşturduğu gözetilmelidir.

DAVA : Dolandırıcılık ve manyetik telefon kartını taklit etmek suçlarından sanık Y.D’ın yapılan yargılaması sonunda: Sahtecilik suçundan beraatine dolandırıcılık suçundan 765 sayılı TCK.nun 504/7, 80, 522.maddeleri gereğince mahkumiyetine dair KONYA 1.Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 7.7.2005 gün ve 2003/229 Esas, 2005/226 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi katılan vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava C.Başsavcılığının bozma isteyen 09.03.2006 tarihli tebliğnamesi ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre katılan vekilinin bir sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine.

Ancak;

1-Dolandırıcılık suçunda unsur olan hileli davranışların gerçek kişiye yönelmesi ve bunun sonunda onun veya başkasının malvarlığı aleyhine sanığın veya başkasının yararına haksız bir menfaat sağlanması gerekeceği somut olayda ise, sanığın katılan Türk Telekom A.Ş. tarafından üretilen ve ankesörlü telefonlardan konuşma yapmaya yarayan telefon kartlarının manyetik şeritlerine teyp bandı ile dolum yapmak suretiyle kaçak görüşme yaptığının iddia ve kabul olunması karşısında; gerçek kişiye yönelen hile oluşturacak nitelikte bir hareketin bulunmaması nedeniyle dolandırıcılık suçunun unsurlarının bulunmadığı, ayrıntıları Ceza Genel Kurulu’nun 19.06.2007 gün ve 136-150 sayılı kararında belirtildiği üzere sanığın fiilinin kül halinde suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK.nun 525/b-2 ( 5237 sayılı TCK.nun 244/4 maddesine uygun “bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suretiyle haksız çıkar sağlama” ) madde ve fıkrası kapsamında bilişim suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi,

2-Kabule göre de;

a-Suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 Sayılı TCK.nu ile suç tarihinden sonra 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 Sayılı TCK.nun ilgili bütün hükümleri 5252 Sayılı Yasanın 9/3 .maddesine uygun olarak kararın gerekçe bölümünde eylemlere ayrı ayrı uygulanıp elde edilecek sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın belirlenmesi gerekirken lehe yasa değerlendirmesi yapılmadan 765 Sayılı TCK.nu hükümleri uyarınca karar verilmesi yasaya aykırı,

b-5237 sayılı TCK.nun 7/2.maddesi gözetilerek; 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı yasanın 562.maddesi ile değişik CMK.nun 231.maddesi uyarınca “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının” takdir ve değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 01.07.2008 gününde oybirliği ile karar verildi

 

Bu yazı Genel kategorisine gönderilmiş ve ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.